Sincap beslemeye başlamadan önce dikkat etmeniz gereken 3 şey var!
Şu 3 soruyu kendinize sorun öncelikle,
1. Yeterince ve gerekli zamanım var mı?
2. Onun için iyi bir yaşam alanı oluşturabilir miyim?
3. Onu hayatının sonuna kadar, terk etmeden ya da doğaya salmadan
besleyebilir miyim?
Bu hayvanı alıp 3 ay - 5 ay besleyip sonra da bakamayacağınıza kanaat
getirip tam size alışmışken doğaya bırakırsanız bu hayvan hemen yem olur.
Evcil bir vahşi hayvan doğada yaşayamaz. Kesinlikle bir kere aldıktan sonra
bırakmamalısınız. Hareketli bir hayvandır. Bir kümes hayvanı değildir. Alıp
bir kafese kapatıp yemini suyunu vermeye benzemez. Her gün belli sürelerde
odada serbestçe dolaşmasına izin vermelisiniz. Ama aşırıya kaçıp sizin
odanızı kendi yaşam alanı olarak belirlemesine de izin vermemelisiniz. Yani
kendi yerinin kafesi olduğunu bilecek ama devamlı da orda durmayacak.
Yaşam Alanı
Olabildiğince büyük bir kafes olmasına özen göstermelisiniz. Burda
evinizdeki alan problemi ortaya çıkar. Bir de anne faktörü. Bu iki sorunu
aşarsanız sincabınızla çok mutlu yaşayabilirsiniz. Kafesi kendiniz
yapabileceğiniz gibi büyükçe bir papağan kafesi de alabilirsiniz. Ya da özel
yaptırırsınız. Hatta size önerim kapalı bir balkonunuz varsa (çok soğuk
olmayacak tabi) bu balkonun bir köşesine bir tel örgü çekmek suretiyle dev
bir kafes yapabilirsiniz. Odanın içinde bunu yapmak zor olacaktır tabi.
Yaratıcı olun. Önemli olan mümkün olduğunca büyük ve kolaylıkla hareket
edebileceği bir alan yaratmak. Unutmayın zamanının önemli bir bölümünü burda
geçirecek. Kafesin yüksekliği de önemli: 60-70 cm''den büyük olsa iyi olur.
Ne kadar yüksek olursa o kadar iyi. Bendeki 50x50x70 cm boyutlarında büyükçe
bir papağan kafesi.
Kafesin iç dizaynı sizin yaratıcılığınıza ve fantezinize kalmış! Tipik bir
ağaç gövdesi ve dalları gibi; dik duran kalınca bir daldan yanlara doğru
dallanan bir ağaç izlenimi verir. Kafesin içinde karanlık bir oyuk şart.
Bunu isterseniz bir kütüğü oyarak yapın, isterseniz kuşlar için yapılan ve
bütün kuşçularda bulabileceğiniz ağaç yuvalıklar (fiyatı 3 YTL'yi geçmez)
ile temin edin, farketmez. Unutmayın bu onun saklanacağı, uyuyacağı,
korktuğunda kaçabileceği, kısaca kendini güvende hissedebileceği yer olacak.
İçine en az 20'ye 20 cm boyutlarında pamuklu bir bez koyarsanız iyi olur.Ya
da herhangi yumuşak bir şeyler de olabilir. Kafesin tabanına yumuşak
parçalar (bez kırpıntıları olabilir) koyarsanız kendi de yapar yuvasını. Ama
temizlemek bakımından tek bir parça bez çok pratik oluyor. Çünkü bir süre
sonra kafeste ne varsa hepsini içeri topluyor ve belli zamanlarda içini
temizlemek gerekiyor.
Suluğunu da standart bir kemirgen suluğu olarak alırsanız iyi olur. Doğada
tüm kemirgenler gibi suyu yalayarak içerler çünkü. Acil durumlarda içine yem
bırakıp gidebileceğiniz üstü açık bir yemlik olursa bu da çok işinize
yarayacaktır. Yapabiliyorsanız kafesin bir yerine derince bir kap içinde
toprak koyun. Bu hem doğal içgüdülerle yem saklama isteğini karşılar hem de
toprakla oynamayı sevdiklerinden iyi vakit geçirmesini sağlar. Ama dediğim
gibi derince olsun, çünkü oynarken toprağı sağa sola dağıtıyor. Bir de
kafese, oynayabileceği oyuncak tipi nesneler (sarkan, sallanan, dikkat
çekici şeyler) koyarsanız bu çok hoşuna gider ve onunla vakit geçirir.
Gelelim kafesle ilgili en önemli noktaya. Kafesin tabanına, kum, talaş,
gazete gibi şeyler koyabilirsiniz. Ama bu hayvanların dışkısı zararsız
olmasına rağmen idrarı tüm kemirgen hayvanlarınki gibi çok kötü kokar ve
annenizle kısa sürede papazlık olabilirsiniz. Bunun için size en iyi
tavsiyem tabana özel bir kedi kumu koymak olacaktır. Petshoplarda
testerlarını görmüşsünüzdür:
Sıvıyı anında emerek kimyasal reaksiyonla bünyesine katan bir tür kristal.
Hiç koku yapmıyor. Bir kere tabana 1 parmak kalınlığında serdiniz mi 1 ay
gidiyor, hatta daha fazla. Sıkça altını değiştirmek zorunda kalmıyorsunuz.
Yani idrar kokusuna kesin çözüm. Yanılmıyorsam 3,8 L’lik paket 6,5 YTL ki bu
da bana 5 ay kadar gidiyor. Şimdi farklı markalar da aynı kristal kumu
üretmeye başladı ve bu da fiyatlarını bir nebze düşürdü. Tüm pet shop
mağazalarında bulabilirsiniz. Son olarak eğer taşınabilir bir kafesse mümkün
olduğunca yalnız kalmayacağı, yani insan göreceği bir yere koyun kafesi.
İlgi ve Bakım
Bu hayvanlar beslenmesi çok zevkli ama bir o kadar da ilgi isteyen
hayvanlar. Aldığınızın ilk 1 ayı çok önemli. Devamlı elde beslenmesi ve
zamanın çok büyük bir bölümünün ayrılması gerekiyor. Çünkü içgüdüsel olarak
vahşi hayvanlardır. Size alışmasını sağlayacak en önemli yol ise sürekli
olarak onunla ilgilenmeniz, elinizde bolca vakit geçirmesi ve sürekli olarak
elde beslenmesidir. Unutmayın yem sizin en büyük kozunuz. Bu ilk bir aylık
periyotta sürekli olarak elde beslerseniz sizin vazgeçilmez bir parçanız
olur. Çok iyi koku aldıkları için sizin teninizin kokusuna alışmış ve artık
sizi kokunuzdan tanır hale gelirler. Ev halkı da sever ve herkes ilgi
gösterirse iyi olur. Evdeki kimseyi yabancı görmemeli ve herkese alışık
olmalıdır. Zaten sevimliliğiyle herkesin sevgisini ve ilgisini kazanacaktır.
Bu sizin için de bir avantaj olur. Yoğun olduğunuzda her zaman ona ilgi
gösterip vakit ayırabilecek birileri olursa evde bakımı daha da kolay olur.
Eğer ilk aşamada gerekli ilgiyi göstermezseniz yabani yetişebilir. İşte o
zaman kafeste bir oraya bir oraya rutin hareketler yapan sıkıcı yabani bir
sincabınız olur. Size bir kere alıştıktan ve güvendikten sonra ne yaparsanız
yapın kesinlikle size saldırmaz. Ve biraz büyüyüp oyun çağına geldiğinde,
size ve yeni ortamına da alıştığında işte o zaman sincap beslemenin gerçek
keyfine varıyorsunuz. O küçük sevimli yaratık bir kedi gibi sizinle oyun
oynamaya başlıyor. Hopluyor, zıplıyor, elinize saldırır gibi atlıyor,
sırtüstü yatıp oynuyor, üzerinizde dolaşıyor, saklambaç oynuyor... Ve
yaptığı her hareket o kadar sevimli ve o kadar güzel geliyor ki onunla vakit
geçirmeye ve onu izlemeye doyamıyorsunuz. Bazen yaptığı yaramazlıklara
kızamıyorsunuz bile. Bütün hayvanları beslemek güzeldir. Ama sincap beslemek
bir başkadır.
Ne Yer, Ne İçer?
Peki neyle beslemeli? Ne yer ne içer bu sevimli yaratıklar? Fındığı çok
sever. Şu var ki bir tek besine alıştırırsanız devamlı onu yer, fakat belli
bir süre sonra ondan sıkılır ve üzerine bile bakmaz.
Sincabınıza vereceğiniz temel besinler: fındık, yer fıstığı, ceviz, antep
fıstığı, kestane, badem, ay çekirdeği, bulabilirseniz çam fıstığı, palamut,
çeşitli meyvelerin tohum ve çekirdekleri vb. olabilir. Ama şunu unutmayın
verdiğiniz fındık, fıstık, ceviz vs. tuzsuz ve pişmemiş (çiğ) olsun. Ve
mümkün olduğunca kabuklarıyla birlikte verin. Yavruyken kendiniz
kırabilirsiniz. Ama biraz daha büyüyüp dişleri ve çeneleri güçlenince
kabukları ile birlikte verebilirsiniz. Bu hem dişleri için de faydalı
olacaktır. Besin çeşitliliği ne kadar çok olursa o kadar iyi olur ve gerekli
tüm besin maddelerini, omega3, 6 yağ asitlerini ve diğer mineral ve
vitaminleri almış olur. Tüm bu yiyeceklerin yanısıra meyvelerin etli
kısımlarından da bazen vermelisiniz. Çok fazla verirseniz ishale neden
olabilir. Çok sevdiği bir yiyeceği ödül olarak kullanabilirsiniz. Son olarak
mısır verebilirsiniz, sonra keçiboynuzu, nohut, leblebi, salatalık, havuç,
arada sırada kıvırcık, marul vs. Bu gibi bazı sebze ve bakliyat türü gıdalar
ile besin zenginliğini artırabilirsiniz. Ve bazı meyvelerin kurutulmuş
halini de küçük miktarlarda verebilirsiniz. Çok tuzlu ve aşırı şekerli
gıdalara kaçmamaya özen gösterin. Unutmayın hiçbir şeyin aşırısına kaçmayın.
Bunlar sadece yiyecek zenginliğini artırmak için verebileceğiniz ek gıdalar.
Bunların aşırısı veya tek çeşitliliği ishal ya da allerjik vakalara sebep
olabilir. Yeri gelmişken önemli bir tavsiye; bir sağlık probleminde hiç
vakit kaybetmeden götürebileceğiniz uzman bir veteriner hekiminiz olsun.